Süt Yanığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Süt Yanığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Şubat 2023 Salı

Tevbe pişmanlık geçmesin diye edilir

Yaralarıma bakıyorum. Hep sevmekten. Ama "Hayır!" demeyecek kadar çok sevmekten. Keşkelerim kör kuyularda birikmiş. Tası-tarağı toplayıp gidememişim. Çünkü gidebileceğimi hiç ihtimal saymamışım. Çıkamamışım. Kaçamadığımdan yemişim bütün dayakları. Sınırlanmış sevgilerdeyse huzur var. 'Neyi sevdiğin' kadar 'nereye kadar sevdiğin' de önemli demek. Geçilemeyecek duvarların olduğunda hislerinde sıhhat buluyorsun. Duvarların seni hem taşkınlardan hem de taşmaktan koruyor. Kullanılmaktan (ve dahi kullanmaktan) bir ölçüde kollanıyorsun. Duvarları edinmekse ya ömrün evvelinde sahip olacağın bir şüpheciliğe yahut da ağzında bolca süt yanıklarına bakıyor. Başlarda teyakkuzun yoksa sonra bu işi ancak tecrübe yapar.

Dilim kabarcık kabarcık. Eh, evet, yapacak birşey yok. Şaşırdım. Tevbe pişmanlığı gidermez. Pişmanlık gitmesin diye edilir. Canı sağolsun hepsinin. Sayelerinde ben de, inşaallah, adam oldum. Beşeriyet dağından koparılmış heyecanlı bir taştım. Haddimi bilmeden çok yuvarlandım. Çok çiçek can verdi altımda. Çok yolun akışını tıkadım. Allah'tan faniliğin ellerine düştüm. Çekiçleriyle nakışlandım. Traşlandım. İnsanlaştım. Yoğurdu üfleyerek yemek değil tek kârım. Cehennemde 'Üfff'lememek de bir kârım olabilir. Bunu Rabb-i Rahîm'imden dilerim. (Yanmak yanmanın kefaleti sayılabilir mi?) Belki zaten şu dünyadaki varlığım da yanıklarımla ilgiliydi arkadaşım. Onu da konuşalım. Hamdım. Yandım. Piştim. Düşmeyi Âdem aleyhisselamdan duymuştum. Kalkmayı da yine ondan öğrendim. İstiğfar ettim.

Müslümansın ya sakın küçük görme imanını. Çünkü her imanın birçok duvar sahibi yapar seni. Mesela: "Allah'tan başka ilah yoktur!" dersin. Başkalarının sana ilahlık taslamasından kurtulursun. Sen de artık başkalarına sözde ilahlık edemezsin. Yani ki içinde bir duvar edinirsin. Geçirmezsin. Sonra: "Muhammedu'r-Resulullah!" söylersin. O da seni yalancılardan kurtarır. Ve yalan söyleyemez eder. Doğru bilinir olunca yanlış yüzbin olsa zarar vermez. "Bir dane-i hakikat bir harman yalanı yakar." Ayaklarını sabitler. Hatırlarsana: Kur'an'da ebeveyne itaat bile sınırla anılmıştır. Allah'ın rızasına uygun olmayan emirlere itaat edilmez. Bu dahi kavi bir duvardır.

İman bizi sadece 'içerisi' sahibi yapmıyor arkadaşım. Aynı zamanda 'dışarısı' sahibi de oluyoruz. Ve 'dışarısı' sahibi olmakla, bilsen, ne çok beladan korunuyoruz. Çünkü Allah'tan başka kimseyi "Hayır!" demeyecek kadar çok sevmiyoruz. Sevemiyoruz. Sevgimizde bir hiyerarşi var artık. Zirveler çoktan tutuldu. Şeriat amellerimizin gönlüne girdi. Ve "Evet!" demeyecek kadar de nefret etmiyoruz kimseden. 'Candan bir dost oluverme' ihtimaline açığız. Ümitlendirildik çünkü. Haberlendirildik. Halimiz hücrenin 'seçici geçirgen' zarına benzetilmeli belki. Herşeyi bağrımıza basmayız ama bağrımız da ulaşılmaz değildir. Herşeyi kapımızdan kovmayız ama kapımız da kovulmaz değildir. İçimiz-dışımız anahatlarıyla bellidir. Yahu, arkadaşım, baksana mahiyetimize: Şu İslamiyet ne güzel, ne ölçülü, ne sanatlı bir dindir. Öyle surlar inşa eder, ne başkalarına ezdirir, ne de başkalarını ezdirtir.

Yaranın inkârı her yaradan daha büyük yaradır

'Delilleri küçümsemek' diye bir hastalığımız var arkadaşım. Acizliğimizden kaynaklanıyor. Çünkü ellerimiz pek küçük. Okyanussa çok b...