Evde Kertenkele etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Evde Kertenkele etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Temmuz 2018 Perşembe

Delikleri kapamak...

Geçenlerde eve kertenkele girdi. Evet. Yanlış duymadınız. Kertenkele. (Yazları sürpriz ziyaretler yapıyorlar.) Bu vesileyle ailecek internette bir miktar araştırma da yaptık. "Kertenkele nasıl yakalanır? Kertenkeleden nasıl kurtulunur? Kertenkeleleri evden uzak tutmanın bir yolu var mı?" Bu türden başlıklar altında taramalar yaparken ilginç bir tavsiyeye rastladım. Hikmetli göründü. (Bir tür 'önleyici tedbir' diyelim.) Diyordu ki tavsiyeyi yazan arkadaş orada: "Evinizde çukur/delik varsa onları mutlaka alçıyla/betonla kapatın. Kertenkele yuva yapabileceği bir yer bulamazsa, durmaz, gider."

Bu bilgiyi okuyunca aklıma içinde 'kertenkele' geçen bir hadis-i şerif geldi. Meşhurdur, zaten bilirsiniz, ama hatırlatmış olayım: “Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.) naklediyor. Allah Resulü aleyhissalatuvesselam şöyle buyurdu: 'Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler/kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takib edeceksiniz.' Sorduk: 'Ya Resulallah (takib edeceğimiz bu topluluklar) yahudiler ve hristiyanlar mı olacak?' Şöyle buyurdu: 'Ya başka kimler olacaktı?'" (Buhari, Enbiya 50)

Ebubekir Sifil Hocanın seminerlerini/derslerini takip edenler bilirler ki, kendisi, bu hadis-i şerifle işaret edilenlerden birisinin de 'modernizm belası' olduğunu söyler. Yani, ehl-i kitap, dinlerini tahrif etmede hangi yöntemleri kullanmışlarsa, müslümanlar da (en azından bir kısmı da) dinlerini tahrif etmek için aynı yöntemleri kullanacaklardır. Bu tahrif yöntemlerinden en kullanışlı birisi de 'yorumlama'dır. Geçmiş ümmetler, dinlerini tahrif etmek için, nasıl kutsal metinlerini zamanın ilcaatına, hevalarına veya menfaatlerine göre yorumlara tâbî tutmuşlardır; bu ümmetin ahirinde de buna cüret edenler çıkacaktır. Hatta onlar bu konuda 'taklitçiliği' öyle bir noktaya getireceklerdir ki, diğerlerinden birisi metod olarak 'bir kertenkele deliğine' girse, arkasından şunlar da gireceklerdir.

Ebubekir Sifil Hoca, tam bu noktada, hadis-i şerifin mucizevî bir yanına dikkatlerimizi çekiyor. Ve hatırlatıyor: Hakikaten de bugün İslam dünyasında 'modernist/ehl-i bid'a söylemlere sahip olanların önderleri, ümmetin salih selefleri değil, müsteşriklerdir. Hangisinin uydurduğu yalan, kurguladığı cerbeze, üfürdüğü safsata kovalansa, müsteşriklerin/oryantalistlerin kullandığı bir argümana çıkar. Kendisinin bu bâbda aktardığı örnekler çok olduğundan, onları nakletmek yerine, meraklılarını eserlerine havale edelim.

Benimse şimdilerde dikkatimi çeken diğer birşey şu: Bediüzzaman'ın aynı yaraya parmak basan bir eserinin başında kullandığı ifadeler. Hangi eser bu? İçtihad Risalesi. Girişi ne söylüyor bize? Hemen alıntılayalım: "Nasıl ki kışta, fırtınaların şiddetli olduğu bir vakitte, dar delikler dahi seddedilir; yeni kapıları açmak, hiçbir cihetle kâr-ı akıl değil. Hem nasıl ki büyük bir selin hücumunda, tamir için duvarlarda delikler açmak, gark olmaya vesiledir. Öyle de, şu münkerat zamanında ve âdât-ı ecânibin istilâsı ânında ve bid'aların kesreti vaktinde ve dalâletin tahribatı hengâmında, içtihad namıyla, kasr-ı İslâmiyetten yeni kapılar açıp, duvarlarından muharriplerin girmesine vesile olacak delikler açmak, İslâmiyete cinayettir."

İşte, ben, burada Bediüzzaman'ın kullandığı 'duvarlarda delikler açmak' ifadesinden internette okuduğum 'kertenkeleye yuva yapacağı delik bırakmama' tedbirine, oradan da hadis-i şerifteki 'kertenkele çukuruna girecek olsalar' teşbihine bir yol buluyorum. Öğrendiklerimle bütün bunları birbirleriyle ilişkilendirebiliyorum.

Bence mezkûr benzetmeler aynı noktaya nazarımızı çeviriyor: Ahirzaman şartlarında içtihad kapısından girilmesini tavsiye etmiyoruz, hoş bulmuyoruz, onaylamıyoruz. Neden? Çünkü yüzü yoruma benziyor. (En azından gafillerce benzetiliyor.) Kertenkeleler de kendilerine girecek yer buluyor. Yuvalanıyor. Kalıyor. Deliğin açılmasındaki niyet ne olursa olsun, varlığı, kerketenkele tabiatlılar için fırsata dönüşüyor. Yani, arkadaşlar, sorun kapının kendisinde değil. Ahirzaman sıcağında kertenkele tabiatlıların çoğalmasında.

Bu açıdan, Bediüzzaman'ın mezkûr eserinde saydığı 'altı mani' (tıpkı nette okuduğum şekilde) 'birer önleyici tedbire' dönüşüyor. 'Evdeki kertenkeleler'den kurtulmanın yolu bu olduğu gibi 'dindeki kertenkeleler'den kurtulmanın yolu da bu: "Delikleri kapamak."

Allah'ın 'aynısı' olunmaz 'aynası' olunur

"Hayatının sırr-ı hakikati şudur ki: Tecellî-i Ehadiyete, cilve-i Samediyete âyineliktir." 11. Söz'den. Mürşidim, Ramazan Risa...